İtalya’nın turistler için en popüler ikinci bölgesi Toskana’yı gezmek ayrı keyif, bu geziyi planlamak apayrı keyif. Öte yandan, Toskana için araştırmalara başladığınızda bölgenin her yerinden ayrı bir güzellik fışkırdığını, aslında bizim hayalimizdeki Toskana’dan çok daha geniş bir bölge olduğunu kavradığınız ve bir haftada asla gezemeyeceğiz diye telaşa düştüğünüz kısım var. Ancak panik olmayın. Çünkü Toskana’nın her köşesini kısıtlı sürede gezmeyi sadece siz değil kimse başaramaz. Bu yüzden belli bir bölgeye odaklanıp muhteşem bir Toskana gezi rehberi planlamak yapılamayacak bir şey değil.
Toskana’da gezilecek yerler dediğimizde aklımızda canlananlar çoğumuzun için ortak. Mevsime göre, yeşil ve sarının hâkim olduğu pastel renkler, selvi ağaçları, taş evler, kıskandıracak güzellikte kırsallar, minik orta çağ şehirleri ilk aklımıza gelenler. Çoğumuz bölgenin iç kesimlerini hayal ediyoruz. Toskana, batıda Tiren Denizi’ne, kuzeybatıda Ligurya Denizi’ne sınırı olan üçgene benzeyen bir bölge. En tepede Carrara, aşağıda Grosseto ve içeride Arezzo şehirlerini birleştirdiğinizde arada kalan coğrafya olarak düşünebilirsiniz. İşin özü, bu pastel renkli güzelliğin bir de deniz kenarları var. Yani Toskana’ya mavi rengi de ekleyebiliriz. Ancak bu yazıda maviliklere değinmeden, klasik Toskana vadilerine ve en çok ziyaret edilen şehirlerine, biraz da şirin kasabalara odaklanacağız.
Toskana’ya Ne zaman Gidilir?
Bu konuda hangi mevsim en doğrusu tespitini yapmaktansa hangi mevsimde bölgede neler oluyor sorusunu cevaplandırmaya çalışacağım.
Toskana’nın Nisan-Mayıs ya da Eylül-Ekim ayları arası başka güzellikte olacağını düşünüyorum. Aşırı sıcak ve soğuk olmadığı için gezmek daha keyifli, doğa daha renkli olacaktır. İlkbaharda havalar gezmek için çok güzel olsa da kalabalıkların da artacağı akılda tutulmalı. Aslında burada kalabalıktan kastım özellikle Siena, Floransa gibi şehirlerin turist akınına uğraması.
Yazın gelecekler, sıcak havayı bir kenara koyarsak çok hareketli bir Toskana görebilirler. Ayçiçek mevsimi olduğu için yol manzaraları daha güzelleşecektir. Ayrıca yaz mevsimi, bölgede festival zamanı demek. Çok eğlenceli, geleneksel festivallere ve etkinliklere denk gelme ihtimaliniz çok yüksek olsa da konaklama fiyatlarının biraz daha yüksek olabileceği gerçeğini de unutmayın. Yine büyük şehirler için konuşursak festival zamanı geleceklerin iyi planlama yapmaları gerekiyor. Restoran, müze gibi rezervasyon gerektiren noktalarda erken davranmalısınız.
Sonbahar ise bağ bozumu vakti ve trüflerin, mantarların toplanmaya başladığı zaman. Toskana mutfağına tazecik ürünlerin yerleştiği dönem diyebiliriz.
Kış ayı için özel bir not düşmeme gerek yok. Kuzey Avrupa’yla kıyaslanamayacak dereceler, bölgeyi kışın da seyahat severler için tercih ediliebilir hale getitiyor.
Toskana’ya Kaç Gün Ayırmalı?
Bizim tahminimizden çok daha geniş olan bölgenin, sahil şeridini de gezmek isterseniz programınıza 2 – 3 gün ilave etmelisiniz. Ancak genel olarak iç bölgelerde kalacaksanız ve bölgenin başkenti Floransa’yı da programınıza dahil edecekseniz 6 – 7 gün yeterli olacaktır. Toskana’nın birçok şehri Unesco Dünya Mirası Listesi’nde ve gezilecek çok güzel yerler var. Pisa, Siena, San Gimignano, Pienza, Val d’Orcia, Medici Villaları ve Bahçeleri’nin hepsi Dünya Mirası Listesi’nde.
Dolu dolu bir Toskana rotası için aşağıdaki gibi bir program size yol gösterebilir. Vaktiniz varsa gün sayısını arttırmaktan hiç çekinmeyin. Dediğim gibi bölgenin size sunacak çok fazla güzelliği var. Minik kasabaların birbirine benzerliğinden sıkılsanız bile, doğru seçilmiş bir çiftlik evinde kaldığınızda kasabaların bir kısmını planınızdan çıkarıp, dinlenmek için çiftlik evinde bir iki gün fazla kalmak isteyebilirsiniz.
Peki Nasıl Bir Rota Yapılabilir?
- 2 gün Floransa
- 1 gün Pisa-Lucca
- 1 gün Siena
- 1 gün San Gimignano-Val di Chianti
- 1 gün Val d’Orcia
- 1 gün Val di Chiana
Daha önce Floransa’yı gördüyseniz Livorno, Grosseto taraflarını ekleyebilirsiniz. Yazın gidecekseniz Isola d’Elba adası deniz tatili için de tercih edilebilir.
Toskana’da Nerede Konaklamalı?
Eğer yedi gün ve üstü bir plan yaptıysanız konaklamanızı bölmek keyifli olabilir. Floransa ve Pisa planlarınıza dahilse Floransa’da konaklamak bölgeyi gezmek için avantajlı olacaktır. Burada bir parantez açalım. Floransa, konaklamak için hiç ucuz bir yer değil. Araçla geliyorsanız, tarihi merkezin dışındaki seçeneklere yönelebilirsiniz.
Ancak planınızda Floransa ve civarı yoksa, Siena’ya çok yakın Asciano Bölgesi’ndeki çiftlik evleri ya da otellerde konaklayabilirsiniz. Böylelikle yukarıda bahsettiğim bölgelere en fazla bir saat uzaklıkta olacaksınız. Hem de bu bölgede çok yaygın olan “agriturismo” deneyimini de yaşayabilirsiniz. Bizim Toskana rotamızda Floransa ve Pisa olmadığı için seyahatimizi ikiye böldük. Üç gece Siena’nın merkezinde kalarak bölgenin kuzeybatısını Siena’dan günübirlik ziyaretlerle gerçekleştirdik.
Araç kiralamayacaksanız, konaklama için Floransa ve Siena’nın merkezini tercih etmelisiniz. Böylelikle toplu taşıma duraklarına erişiminiz rahat olacaktır.
Toskana’da Ulaşım / Araç Kiralama / Toplu Taşıma
Yukarıda belirttiğime benzer bir plan için araba kiralamak önceliğiniz olmalı. Hem istediğiniz yerde yol kenarına çekip manzaranın tadını çıkarma özgürlüğü, hem de toplu taşıma saatlerine bağımlı kalmamak için imkanlar el veriyorsa yöneleceğiniz ilk seçenek araç kiralamak. Toskana’da yol üstü, hesapta olmayan durak çok fazla. Yollarda ilerlerken bir tepede gördüğünüz köye, kırsalda tek başına duran kiliselere sapmak isteyebilirsiniz. Bazı noktalara özellikle gün batımında gitmek gibi ekstra istekleriniz olabilir. Bu sebeple araçla hareket etmek çok konforlu olacaktır.
Araç kiralamak istemezseniz, Floransa- Pisa- Lucca- San Gimignano -Siena- Pienza- Montepulciano gibi, gezinizin olmazsa olmazı adreslere tren veya otobüsle ulaşmak mümkün. Büyük şehirlere trenle ulaşabilirken, San Gimignano gibi daha küçük ama turunuzda muhakkak olmasını tavsiye ettiğimiz şehirlere otobüsle gidebilirsiniz. Toplu taşıma ile Toskana’da turlamak iyi bir planlama gerektiriyor ve kolay olacağını iddia etmiyorum.
Floransa’dan trenle ulaşabileceğiniz yerler: Arezzo, Pisa, Lucca, Prato, Pistoi. Floransa’nın Santa Maria Novella Tren İstasyonu’ndan Livorno varışlı trene binerseniz Pisa’ya, Viareggio varışlı trene binerseniz Lucca’ya ulaşabilirsiniz. Floransa’dan Arezzo varışlı hızlı tren de var. Siena ve San Gimignano içinse Floransa’dan Empoli trenine binip aktarma yaparak ulaşmak mümkün. Ancak San Gimignano ve Siena’ya trenle gitmenizi tavsiye etmiyorum. Çünkü şehirler tepe üzerine kurulu olduğu için istasyondan inince yorucu bir yürüyüş ya da tekrar otobüs aktarması yapmanız gerekecek.
Floransa’dan Siena’ya otobüs ile gitmek için Santa Maria Novella Tren İstasyonu’nun yanındaki otobüs duraklarından 131/R ile non-stop ya da 131/O (Paggibonsi ve Colle Val d’Elsa’da duruyor) numaralı otobüslerü kullanabilirsiniz.
- Floransa- Siena: 131/R (Non-stop) veya 131/O
- Siena – San Gmignano: 130/A
- Siena- Pienza: 112 (Siena’da Porta Pispini’den kalkan otobüsler)
- Siena- Montepulciano: 139 (Siena’da Due Ponti’den kalkan otobüsler)
- Siena- Monteriggioni: 130 (Siena’da Piazza Gramsci’den kalkan otobüsler)
Toskana’da Nereleri Görmeliyim?
- Floransa: Toskana turunuzdan ayrı, başlı başına bir seyahat programı olabilecek bir şehir. Bölgenin baş şehri olmasının yanı sıra, Rönesans mimarisinin en güzel örneklerini ve tarihe iz bırakmış isimlerin eserlerini görebileceğiniz bir yer. Birbirinden güzel, tarihi kafeleri, Toskana mutfağını tadabileceğiniz şahane trattoriaları, müze tadındaki sokakları ve bitmeyen turist kalabalığı ile Floransa’da en az iki tam gün geçirmek gerekiyor.
- Pisa- Lucca: Floransa’da hızlı bir başlangıç yaptıktan sonra, vites azaltarak Toskana’nın daha küçük ama yine de turistik bölgelerine geçebilirsiniz. Floransa’dan tren ile ulaşabileceğiniz birbirine çok yakın iki şehir Pisa ve Lucca, Floransa’ya yolu düşenlerin, bir gün ilave ederek çok rahat gezebileceği yerler.
- Siena: Bugün gördüğümüz Siena, neredeyse 1300’lü yıllardaki Siena ile aynı. bu bilgiye sahip olup Siena’yı görmek istememek nerdeyse imkansız. Siena, hem eski kent merkezi UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde olan ve hem de orta çağ dokusunu koruma hususunda en başarılı şehirlerden biri. Üç tepe üzerine kurulmuş, kırmızı ve daracık sokaklarında şehri keşfetmeye başlamak çok heyecan verici.
- San Gimignano – Val di Chianti: Siena’dan araçla yarım saat mesafedeki San Gimignano, Toskana’daki korunmuş orta çağ kasabalarının en meşhurlarından. Günümüzde sadece 14 tanesi ayakta kalan ve dönemin nüfuzlu ailelerinin, iktidar sembolü olarak diktirdiği kuleleriyle biliniyor. 1-2 saatte kolayca gezebileceğiniz tarihi şehir merkezinden sonra Chianti Vadisi’nin güzelliklerini keşfedebilirsiniz. Chianti Bölgesi’ne geçmeden San Gimignano’ya araçla kırk dakika mesafedeki Volterra da listeye eklenebilir.
Chianti Bölgesi, sembolü kara horoz olan Eski Chianti Birliği’ne dahil Gaiole, Radda ve Castellina Belediyelerinden oluşuyor. Chianti’de ne yapılmalı diye araştırdığınızda, karşınıza çıkan ilk seçenek, dünyaca ünlü şaraplarını keşfetmek için bir şarap tadımına katılmak olacaktır. Bu aktiviteye alternatif olarak gezeceğiniz birkaç adres daha ekliyorum. Bahsi geçen yerlerin hepsi, Chianti Bölgesi’nde birbirine çok yakın, en fazla bir saatte baştan sonra tarihi merkezlerini gezebileceğiniz yerler: Castello di Montefioralle, Panzano, Gaiole in Chianti, Castellina in Chianti ve Monteriggioni. Toskana’nın bu bölgesi şarap bağları ile ünlü ve bu kasabaların hepsi tepelere kurulduğu için, surlardan dışarı çıktığınızda göreceğiniz manzaralar çok cezbedici.
- Val d’Orcia: “Toskana bir tablo gibidir” cümlesini duyduysanız, o tablonun kaynağı Val d’Orcia’dır. Bir tepede tek başına duran taş ev, yanında kümelenmiş selvi ağaçları, kıvrılan yollar ve kocaman vadilere kurulmuş küçük orta çağ kasabaları… Bilmem bu güzelliği canlandırmak için yeterli mi? Siena ve Grosseto arasında kalan ve tamamı Unesco Dünya Mirası Listesi’nde olan bölge, ismini Orcia Nehri’nden alıyor. Aracınız varsa bir güne sığdırabileceğiniz bir bölge. Kendi Val d’Orcia planımızda kesinlikle görmemiz gereken yerleri belirleyip, araya biraz yol üstü biraz da önceden planladığımız durakları serpiştirdik.
Bir Val d’Orcia gününü, Montepulciano’dan başlatabilirsiniz. Montepulciano, rönesans mimarisi, küçük meydanları ve vadilere açılan terasları ile gezmekten çok keyif alacağınız bir şehir. Toskana demek Chianti şarapları demek gibi bir algı olsa da Montepulciano da bölgenin en meşhur şaraplarının üretildiği yerlerden biri. Montepulciano’da günün hangi saati bulunduğunuza bağlı olarak ister yemek yanında eşlikçi ister eve götürmelik bir Vino Nobile şarabı almayı unutmayın.
Pienza ise Val d’Orcia rotanızda uğramanız gereken diğer göz kamaştırıcı şehir. Pecorino peynirinin dünyaya yayıldığı bölge. İki saatte kolayca gezebileceğiniz, Montepulciano için kullandığım bütün sıfatları eksiksiz barındıran bir yer. Pienza’dan sonra Toskana’nın termal bölgesini keşfetmek isterseniz Bagni San Filippo’daki travertenleri ziyaret edebilirsiniz. Bölgenin esas büyük kaplıcaları ve travertenleri Saturnia’da. Bagno Vignoni de Val d’Orcia’da mola vermelik bir diğer kaplıca.
Radicofani ve Montalcino, Val d’Orcia’da ziyaret edebileceğiniz küçük kasabalar. Montalcino, bir şarap rotası takip ediyorsanız uğramanız gereken yerlerden biri. On beşinci yüz yıldan beri şarap üretimi yapılan bölgenin en ünlü şarabı Brunello.
Val d’Orcia’nın hatta Toskana’nın en ikonik manzarasını sunan Crete Senesi‘yi sona sakladım. Çünkü burayı gün batımında görmek çok daha keyifli. İnişli, çıkışlı tepeler üzerinde, yerleşim neredeyse yok denecek kadar az. Görecekleriniz, bolca buğday tarlası, selvi ağaçları ve tek tük taş evler. Crete Senesi, Sienese kili olarak çevirebileceğimiz, yüksek mineral içeriğine sahip deniz kökenli bir çökelti olan “mattaione” den oluşan bir bölge. Etrafını çevreleyen Asciano, Monteroni d’Arbia, Buonconventı, Rapolano Terme gibi küçük kasabalarından birini gezmek isterseniz, önerim Buonconventi olacaktır. Crete Senesi’de yol almak fotoğraf karesinin içinde yer almak gibi bir durum. Ancak belirtmeden geçemeyeceğim iki nokta var. Monte Oliveto Manastırı (Abbazia di Monte Oliveto Maggiore) hem sunduğu muhteşem Crete Senesi’nin manzarası hem de manastırın kendi güzelliği için görülmeye değer. Yemyeşil bir vadide kırmızı tuğlaların baskın olduğu devasa bir yapı. Manastırın hikayesi ise 1313 yılında Sienalı aristokrat Giovanni de Tolomei’nin, Siena’nın güneyinde aileye ait özel bir mülkte manastır hayatı sürmek istemesiyle başlıyor. Daha sonra cemaat olarak tanınıyorlar ve manastır gelişmeye başlıyor. Kütüphanesi ve içerideki sanat eserleriyle müzeden farksız manastırda, keşişlerin kendi yaptıkları şarabı sattıkları bir mahzen de var. Şarabınızı alıp gün batımı için Crete Senesi’ye gidebilirsiniz. Haritanıza tam olarak Crete Senesi Vista ya da Agriturismo Baccoleno’yu işaretlerseniz kafa karışıklığı olmadan doğru adreste olacaksınız. Hem sabah hem akşam deneyimlediğim için içtenlikle söyleyebilirim ki akşam çok daha keyifli bir yer haline dönüşüyor.
- Valdichiana ise Toskana’daki son adresimiz. Vakit darlığı çekmediğiniz bir seyahatse rotanıza ekleyebilirsiniz. Alternatif olarak tam tersi istikameti yani Toskana’nın batısını tercih edebilirsiniz. Valdichiana Toskana’nın Umbria sınırına dayandığı bölge. Eskiden bataklık olan vadi şu anda bölgenin en verimli topraklarından biri. Rotanızı bu tarafa doğru çevirirseniz görmenizi tavsiye ettiğim iki şehir Arezzo ve Cortona.
Toskana’da şehirden şehre, kasabadan kasabaya yolların tadını çıkaracağınız çok keyifli bir yolculuk sizi bekliyor. Bu rota, sakin bir tatil isteyenler, yollarda olmayı özleyenler, lezzetli yemek için can atanlar için ertelenmeyecek türden. En kısa zamanda yolunuzun Toskana’dan geçmesini diliyorum.
Keyifli seyahatler
#ikigeceucgunn
Meltem