Kordoba Gezilecek Yerler: Endülüs Durakları

Kordoba Gezilecek Yerler: Endülüs Durakları

Şimdi bir şehir düşünün bütün tarihi merkezi UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne alınmış. Peki böyle bir şehri gezmeden Endülüs Gezisi yapmış sayılır mıyız? Bilemedik. Kulağa hiç tamamlanmış bir Endülüs gezisi gibi gelmiyor. İşte bu sebeple diyoruz ki konaklamak zorunda değilsiniz ama oralara kadar gitmişken bu şehri gezmek zorundasınız! Çünkü ne diyoruz hep Endülüs bir üçleme. Diğer küçük şehirlerle mükemmelleşen ama en görkemli kalıntılarını üç ana şehirde toplayan bir kültürel miras.

Mezquita-Çan Kulesi

Kordoba gezilecek yerler listemize başlamadan önce şehirle ilgili birkaç bilgi verelim. Yüzde doksan ihtimalle bu şehre kiraladığınız araba ile başka şehirden geçiyor olacaksınız, toplu taşıma ile ilgili pek bir derdiniz olmayacak. Eğer şehirlerarası ulaşımı toplu taşıma ile yapacaksınız Endülüs’e Giriş Yazımızda işe yarar bilgiler bulacaksınız. Ayrıca belirtelim Kordoba gezi rehberi oluştururken sadece şehir merkezindeki yerleri içine alan bir yazı yazdık. Bunu belirtiyoruz çünkü Kordoba’nın biraz dışında yapacak farklı aktiviteler de var.

Biz Kordoba ile gün daha aydınlanmadan tanıştık. Sevilla’dan sabah 6 gibi yola çıktığımızda 07.30 gibi Kordoba’daydık. Bu kadar erkenci olmaya gerek var mı bilemiyoruz ama bu da ayrı bir macera tabi.

Özel araçla Kordoba’ya ulaşacaksanız ihtiyacınız olan şey bir otopark. Dönüş vaktine kadar bir daha arabaya ihtiyacınız olmayacak. Kordoba’da otopark ücretleri Sevilla’ya göre daha ucuz. Bedava park yeri bulmak biraz sorun olabilir. Endülüs’ün diğer şehirleri için de söyleyeceğim gibi arabadan bir an önce kurtulmak isteyeceğiniz darlıkta sokaklarıyla, bedava bir park yeri aramak gereksiz stres yaratabilir. Çünkü tarihi kent merkezlerinin birçok bölümü trafiğe kapalı alanlara çevrilmiş. Tarihi kentin yanı başında bulunan otopark bu noktada hayat kurtarıcı. Ücretleri ve konumu detaylı incelemek için buradan bakabilirsiniz.

Yok illaki ücretsiz bir yer peşine düşeceğim diyorsanız ki artık buna hak veririz Calahorra Kulesi civarında ücretsiz park yerleri bulabilirsiniz. Deneyimlemedik ancak araştırırken şu noktalara da dikkat çekildiğini gördük. Buradaki park yerleri ücretsiz ancak aracınızı park ederken size yardımı olan “sözde yer göstericilere” bir iki Euro bırakmanız gerekebilir. Resmi hiçbir sıfatları olmamasına rağmen, küçük bir bahşiş bırakmadığınızda arabanıza küçük zararlar verebiliyorlarmış. Sonra silecekler havada, lastiğin biri inmiş, küçük bir çizikle uğraşmaktansa bir Euro feda etmek çok mantıklı göründü bir anda.

Calahorra Kulesi

Sağ salim arabayı da yerine yerleştirdiysek artık Kordoba’da gezilecek yerlere bakabiliriz. Bölge bölge ayıracak olursak elimizde yedi ana bölge/mahalle oluyor. Zaten turistik yerlerinin birinden diğerine giderken bütün bu mahalleleri gezmiş oluyorsunuz.

  • Juderia
  • San Basilio
  • Santa Marina
  • San Lorenzo
  • San Augustin
  • San Andres
  • Centro

JUDERIA: Endülüs coğrafyasını bu kadar kıymetli yapan özelliklerden biri de kuşkusuz Yahudi, Hristiyan ve Müslümanların bir zamanlar bu topraklarda yaşaması ve her birinin bu bölgeye kattıkları değer. Onuncu ve on beşinci yüzyıllar arası Yahudilerin yoğunlukla yaşadığı bu bölge şimdilerde tarihi kentin içinde turistlerin ilgisini çekiyor. Bu bölgenin en popüler noktaları Maimonides, Bulas ve Tiberiades Meydanları. Ayrıca birbirine paralel Judios, Tomas Conde Sokağı ve Almanzar ve Romero Sokağı’da en az bir kere geçmeye değer.

Yahudi Mahallesi

Calle Judios’da Cordoba Sinagogu’nu ziyaret edebilirsiniz. Prag’da Yahudi Mahallesi’ndeki pahalılığı hatırlayınca insan biraz uzak durmak istese de burada öyle bir durum yok. AB vatandaşlarına giriş ücretsiz biz “diğerleri” içinse 0.50 cent gibi bir ücreti var.

Aynı sokakta Cordoba doğumlu, orta çağın en ünlü Yunan filozofu Maimonides diğer adı ile Ibn-i Meymun heykeliyle karşılaşacaksınız. Bizim kim olduğuna dair hiçbir fikrimiz yoktu.

Bunun dışında ne var ne yok dersek bolca daracık sokak, çiçeklerle süslenmiş duvarlar, fotoğraflık küçük meydanlar ve tabi ki baş rol oyuncusu Kurtuba Cami.

Kurtuba Cami/ Kordoba Katedrali/ La Mezquita

Gördükleriniz göremediklerimizin teminatıdır dercesine, Endülüs’ün bir zamanlar çok daha güzel olduğunu hayal etmek hiç de zor değil. Ve kuşkusuz La Mezquita, bu izlenime en büyük katkıyı sağlayan yapılardan bir tanesi. Dışarıdan ne kadar sönük ve sıradan görünürse, içerideki zenginlik o kadar fazla. Ki bu durum Endülüs’te gördüğümüz diğer yapılar için de geçerli. Her yıl bir buçuk milyona yakın turistin yolunun geçtiği Mezquita’nın hikayesi tam bir kültürler arası yolculuk. Coğrafyanın nüfusu değiştikçe, Mezquita’nın amacı, sınırları da değişip genişlemiş. Onun hikayesi çok eski. 8.yy’da Saint Vincent Bazilikası yerine bir cami inşa etmek isteyen Endülüs Sultanı ile başlıyor bilinen hikâye. Tabi ki orada bir Hristiyan Bazilikası olduğunu düşünürsek hikâye daha da eski. Endülüs Emevileri’nin bölgede hakimiyeti olduğu süreçte cami de giderek genişliyor. 13.yy’da Cordoba Hristiyanların hakimiyetine girince de cami sürpriz olmayan bir şekilde kilise olarak kullanılmaya başlanıyor. Ve bundan sonra da Mezquita’nın kilise olarak genişlemesine tanıklık ediyor tarih.

O ya da bu şekilde günümüze kadar gelen yapı, filtreli filtresiz gördüğüm bütün fotoğraflarında beni etkilemeyi başarmıştı. Çıplak gözle gördüğümde de hiç hayal kırıklığı yaşamadım. Mezquita’yı gezdikten sonra çan kulesine çıkmak isteyebilirsiniz. 24 yıldır kapalı olan kule 2014 yılında tekrar ziyarete açılmış. Bu kule de minare olarak inşa edilip çan kulesine dönenlerden. Kule yenilenmiş olmasına rağmen, tırmanırken 1200’lü yıllardaki orijinal halinden kalan kısımları da görebiliyorsunuz.

Hello Kordoba !

Giriş Ücreti: 11 Euro

Çan Kulesi: 2 Euro

Roma Köprüsü ve Calahorra Kulesi: Endülüs yazısı yazarken Game of Thrones’dan bahsetmezsek olmazdı. Cordoba için de Game Of Thrones’u anmanın tam vaktidir. Roma Köprüsü beşinci sezonun üçüncü bölümünde karşımıza çıkıyor. Tabi biri oranın burası olduğunu söylemese aklımıza bile gelmez. Bir hayli değişmiş. Kuleye gelecek olursak tabi ki yine bin yıllık tarihini akılda tutarak görece güncel sayılabilecek 18.yy’da hapishane, 19.yy’da sadece kızların gittiği bir okul olarak hizmet vermiş. Giriş ücreti: 4.5 €

Roma Köprüsü

San Andrés-San Pablo Bölgesi:

Okumaya asla tenezzül etmediğimiz Guadalquivir nehrinin kenarında biraz yürüyüşle diğer köprü “Miraflores” ten tekrar karşı kıyıya dönüş yaptıktan sonra biraz San Andres- San Pablo mahallerinde gezerek Cordoba’nın biraz daha içlerine girmiş olacaksınız. Tabi ki yine turistik bölgedesiniz. Bu mevkinin göz bebeği, sizin de varış noktanız Plaza de la Corredera olacak. Ancak oraya ulaşana kadar birkaç küçük durak daha eklemek isterseniz:

  • Plaza del Potro’da bulun Museo Julio Romero del Torres’i ziyaret edebilirsiniz. Del Potro meydanı küçücük ama çok sevimli bir meydan. Müze ise ismini ve içeriğini Kordobalı ressamdan alıyor. Burası aynı zamanda Kordoba Güzel Sanatlar Müzesi’ne de ev sahipliği yapıyor. Giriş ücreti: 4,5€.
Plaza del Potro

Del Potro Meydanı’ndan sonra sarı, beyaz ve arada lacivert ile renklendirilmiş daracık Kordoba sokaklarına kendinizi vurup (Calle Armas) Plaza de la Corredera ‘ya ulaşıyorsunuz.

Plaza de la Corredera’yı görünce Kordoba’nın en büyük meydanı olduğunu düşünmüştük. Ancak sonra araştırınca Kordoba’nın değil Endülüs’ün en büyük meydanı olduğu ortaya çıktı. Üstelik bu meydana girdiğinizde şöyle bir hisse kapılabilirsiniz.  Burası hiç Endülüs gibi değil! Doğru. Çünkü meydan Madrid ve Salamanca mimarisi tarzında tasarlanmış. Bu meydanın da tarihi oldukça karışık. Birkaç kullanım amacından bahsedelim. Corrida boğa güreşi demekmiş. Yani bir zamanlar boğa güreşi alanı olarak kullanılmış. Aynı zaman da birçok festival ve kutlama için de kullanılan bir alanmış. Batı kaynaklarında Lepanto Zaferi, bizim kaynaklarımız da ise İnebahtı Deniz Muharebesi olarak bilinen 1571 yılında Osmanlı’nın yükseliş döneminde Haçlı Ordusu’na karşı aldığı en büyük deniz mağlubiyeti de bu meydanda kutlanmış. Ancak meydan her zaman bu kadar coşkulu değil. Ortaçağ’da engizisyon cezalarının herkese açık şekilde uygulandığı (auto-da-fé) meydan da tam olarak burasıymış. Auto-da-fé denilen bu infazların çoğu da yakılma olarak gerçekleşiyormuş.

Plaza de la Corredera

Templo Romano: 1950’lerde Belediye Binası’nı genişletmek için çalışmalar yapılırken bulunan tapınak kalıntılarının günümüzden iki bin yıl öncesine ait olduğu düşünülüyor. Tendillas Meydanı’nda Estambul Kebap Evi’nin yanında kocaman bir yapı.

Templo Romano

Cuesta del Bailio Passage: Viana Sarayı’na giderken yolunuzu buradan geçirirseniz Kordoba fotoğraflarınız için güzel bir nokta daha bulmuş olacaksınız. Ortaçağ’da yukarı şehir Medina ile Axerquia’yı bağlayan bir pasaj gibi kullanılan bölge bugünlerde lokallerin merdivenlerinde takıldığı keyifli bir buluşma noktası.  Calle Alferos üzerinden buraya gelin ki Capuchin Manastırı’nın çan kulesini, Casa Bailo’nun cephesini ve duvardan sarkan begonvilleri de resmin içine katın.

Kaynak: www.cordoba24.info

Santa Marina Bölgesi: Bu bölgede akla gelen ilk yapı Palacio de Viana. Viana Sarayı özünde Sevilla’da gezdiğimiz birçok soylu evinden çok da farklı değil. Uzun bir tarihi, el değiştiren oturanları ve onların kişisel eşyaları ile bölgenin tarihini de okuyabileceğimiz yerlerden biri. Burayı öne çıkaran unsurlardan biri o çok güzel avlusu. Hatta avluları. Saray pazartesi günleri kapalı. Giriş ücreti: 6-10€ (gezeceğiniz bölümlere göre değişiyor)

San Basilio Bölgesi: Tam bir Endülüs mahallesi. Bol palmiye, saraylar, avlular, bembeyaz daracık sokaklar…Hepsi var bu bölgede.

Alcazar de los Reyes Cristianos
  • Alcazar de los Reyes Cristianos: Sevilla’da gördüğünüz Alcazar yeterli gelmediyse sizi Cordoba’dakine de alalım. Endülüs’ün İspanyol kontrolüne geçmesiyle burası da Katolik monarşilerinin askeri kalesi olmuş. Birçok kuşatmanın planlaması burada yapılmış. Tabi ki bu şehirdeki diğer her şey gibi bu yapının da temelleri Roma dönemine kadar uzanıyor. Pazartesi günleri kapalı. Giriş ücreti: 5€
  • Royal Stables / Cordoba Kraliyet Ahırları: San Basilo’da Alcazar Sarayı’nın neredeyse yanı başında bulunan İspanyol safkan atlar yetiştirilmek için 1570’te kral Felipe II tarafından kurulan ahırlar 18.yy’da büyük bir yangınla yok olmuş. Sonradan yenilenmiş.
Kordoba Kraliyet Ahırları
  • Alcazar Viejo (San Basilio): San Basilio, Cordobo’nun en tatlı sokaklarının bulunduğu köşelerden bir tanesi. Özellikle Mayıs ayında Avlu Festivali zamanında ayrı bir güzel olduğu söylense de, festival dışında da gezebileceğiniz bembeyaz sokaklar burası. Cordoba Kraliyet Ahırları’nın hemen yanındaki kemerli kapıdan geçtiğinizde Alcazar Viejo’dasınız.
Alcazar Viejo

Festival Demişken !

Yeri gelmişken Cordoba’nın festivallerinden de bahsedelim. Zaten İspanya’nın sınırları aşan birçok festivale ev sahipliği yaptığını biliyoruz. Nedense festival denilince akla gelen ilk ülkelerden biri ve nedense festivaller İspanya’ya çok yakışıyor. Cordoba da bu gelenekten tabi ki geri kalmamış. Mayıs ayı Kordoba’nın en hareketli, en eğlenceli ayı diyebiliriz. Çünkü sıcaklıklar da henüz nefes alınabilir düzeydeyken festivalleri art arda yerleştirmişler.

May Cross Festivali: www.cordoba24.info
  1. May Cross Festival: 28 Nisan ve 2 Mayıs arasında gerçekleşen festival aslında bir Katolik geleneğiyken zamanla yerel bir hal kazanmış. Kordobalılar şehrin meydanlarına, avlularına çiçeklerle süslenmiş kocaman haçlar yerleştiriyorlar ve en güzel haç için bir ödül veriliyor.
  2. Patio Festival (Avlu Festivali): Mayıs’ın başında denk geleceğiniz rengarenk bir festival daha var. Kordoba sakinleri bu kez avlular pencereleri ve balkonlarını çiçeklerle süsleyip en iyi peysaj için yarışıyorlar. Şehrin birçok yeri saksılar ve çiçeklerle kaplanmış oluyor. Ev sahipleri avlularını sizlere açıyor. Ancak bu dönemde Kordoba’da değilseniz ve bu peysajları merak ediyorsanız DePatio adlı bir grup aralarında önceki yarışmalarda ödül kazanmış avluların da olduğu özel bir tur düzenliyorlar. Alcazar Viejo’da bulunan beş özel avluyu ziyaret edebiliyorsunuz. Ayrıca Viena Sarayı’nı ziyaret ettiğinizde birbirinden güzel on iki avlu da görmüş olacaksınız.
  3. Feria Funfair: Mayıs ayının kapanışını da yedi gün yedi gecelik bir eğlence ile kutluyorlar. Flamenko gösterileri, yerel kostümlerle dolaşan insanlar, geçit törenleri gibi birçok etkinlik ile festival devam ediyor.

Medina Azahara Sarayı: Kordoba’nın biraz dışında kalan, 2018 yılında Dünya Mirası Listesi’ne dahil olan bu Endülüs Sarayı, diğerleri kadar pek şanslı değil. 936 ile 976 yılları arasında Sultan Üçüncü Abdurrahman tarafından karısı Zahra için yaptırıldığı süşünülen sarayın ömrü ise savaşlar yüzünden çok kısa olmuş. Pazartesi günleri ziyarete kapalı olan sarayı kişiye özel rehber ya da grup eşliğinde gezebilirsiniz.

Pazartesi günleri Kordoba’ya gitmiyoruz. :Çünkü gidersek Al-Zahra Sarayı’nı gezemiyoruz !

Kordoba’sız bir Endülüs gezisi hayal edemiyoruz. Belki Sevilla’nın yanında bira daha az ihtişamlı gibi görünse de bizim çok etkilendiğimiz şehirlerden bir tanesi oldu. Sizin de aynı keyfi almanız dileğiyle.

#ikigeceucgunncordoba