• Geziler
    • Belçika
      • Brüksel
    • Estonya
      • Talin
    • Çekya
      • Prag
    • Fransa
      • Paris
      • Lyon
      • Marsilya
    • Hırvatistan
      • Zagreb
    • İspanya
      • Barselona
      • Endülüs
      • Sevilla
    • İtalya
      • Floransa
      • Bologna
      • Pisa
    • Slovenya
      • Bled-Bohinj-Postojna-Predjama
      • Lubiliyana
    • Portekiz
      • Lizbon
      • Porto
    • Romanya
      • Bükreş
    • Yunanistan
      • Atina
      • Selanik
      • Meis
  • Bir Kenara Yazalım
  • Hakkımızda
  • İletişim
İki Gece Üç Gün - İki Gece Üç Gün ve Daha Fazlası İki Gece Üç Gün - İki Gece Üç Gün ve Daha Fazlası
İki Gece Üç Gün ve Daha Fazlası
  • Home
  • İtalya
  • Floransa
  • Floransa Gezi Rehberi: Bütün Klişeleriyle Floransa
Aralık 26, 2020

Floransa Gezi Rehberi: Bütün Klişeleriyle Floransa

Floransa/Geziler/İtalya
Floransa Gezi Rehberi: Bütün Klişeleriyle Floransa

Tabu oynarken kullanılmaması gereken yasak kelimelere rağmen o kelimeyi bir şekilde anlatmaya çalışırız. O kelimeler olmadan anlatılamayacak gibi görünse de daha fazla çabayla sonuca ulaşabiliriz. Floransa’yı anlatmak için en çok kullanılan tamlamaları bir liste yaptım. Klişeler, her ne kadar çok kullanılan ama zamanla etkisini yitiren tanımlamalar olarak kabul edilseler de Floransa klişelerinin hepsinin çok doğru olduğunun altını çizerek, acaba bunlara başvurulmadan Floransa nasıl anlatılır diye meraklandım. Başarabilir miyim bilemiyorum. İşte benim için Floransa klişeleri: Rönesans’ın Başkenti, Rönesans’ın Doğum Yeri, Açık Hava Müzesi.

Sanıyorum Floransa’nın kendisi, başlı başına deneyimlenmesi gereken çok güzel bir klişe. Toskana Bölgesi’nin baş şehri, İtalya’nın diğer şehirlerinden trenle rahatça ulaşılabilen, kasvetli gibi görünen ama içten içe sizi burayı sevdiğiniz fikrine ikna eden Floransa’yı üç günde tadını çıkara çıkara gezebilirsiniz. Floransa’nın vadettikleri ortada. Her yerde anlatıldığı üzere mimariye, heykele, Madonna with Child tablolarına yüksek bir doyum kazandırıyor. Şehirden ayrılırken, birçoğumuz için “dönünce bunları bir araştırayım” temalı listeler oluşturtuyor. Bütün bu ön araştırmalar, Floransa’da ne göreceğimizi anlatıyor ama sokaklarında dolaşırken nasıl hissedeceğimizi betimlemekte yetersiz kalıyor. Bu yazı da onlardan bir tanesi.

Hepimizin duyduğu İtalyan ailesi diye bir tanımlama vardır. Filmlerde bir avluda kurulmuş büyük bir sofra etrafında toplanmış, birkaç kuşaktan aile fertlerinden oluşur. Temelde hep ufak gerginlikler olsa da o masa başında toplanılır ve birbirlerinin sesini bastırmak istercesine gürültülü bir sohbet ortaya çıkar. İşte bu da başka bir klişedir. Bu klişeyi buraya taşımamın sebebi, Floransa’nın da kendine has bir İtalyan ailesine sahip olması. Medici ailesi, Floransa’da birçok taşın altından çıkıyor. Aileyi biraz araştırdığınızda, 15.yy’dan itibaren ailenin, Floransa’da hem kültürel hem sosyal hem de ekonomik sermayesinin oldukça yüksek olduğunu görüyorsunuz. Dedeler ölüyor, çocuklar, sonra torunlar Floransa’da varlığını hep sürdürüyorlar. Medici ailesinin dedeleri torunları ile gurur duyuyorlar mıdır bilemiyorum ancak ailenin Floransa’ya birçok katkısı olmuş. İtalyan Rönesans’ının ivme kazanması, ailenin İtalyan sanatçılarına verdiği destek ile gerçekleşmiş. Mediciler, Rönesans, Leonardo da Vinci, Michelangelo, Boticelli derken Floransa bugünkü Floransa olmuş.

Floransa’da ulaşım hususunda ise tavsiye edebileceğim tek yol yürümek. İtalyanlar için olağan ama bizler için alışkın olmadığımız kadar güzel binalarla dolu sokaklar özenle hazırlanmış bir yürüyüş parkuru gibi. Hiçbir ulaşım aracı kullanmadan gezilecek ender şehirlerden bir tanesi. Türkiye’den Floransa’ya direkt uçuş yok. Bu sebeple, Floransa’ya en yakın şehirler olan Pisa ve Bolonya’dan tren ya da otobüsle Floransa’ya gelmek mümkün. Floransa kadar turist çeken bir şehre direkt uçuş olmaması ne kadar şaşırtsa da gitmek isteyen için çözüm çok. Bolonya havalimanından Floransa’ya direkt otobüsler var. Bolonya havalimanı küçük bir yer, havalimanından çıktığınızda Floransa otobüslerinin kalktığı yeri hemen göreceksiniz. Otobüs biletleri, havalimanındaki danışma masalarından alınabilir. Dönüş için de aynı yol izlenebilir. “Appennino Shuttle” adlı bir otobüs firmasının gerçekleştirdiği transfer yaklaşık bir buçuk saat sürüyor. Floransa’da, Santa Maria Novella Tren İstasyonu’nun hemen arkasında bulunan otobüs garından otelinize kolayca yürüyebilirsiniz. Santa Maria Novella Tren İstasyonunda Appennino Shuttle biletleri satılıyor. Buradan alırsanız 2€ fark alıyorlar. Bolonya’dan Floransa’ya trenle de gidilebilir ancak bunun için Bolonya Havalimanı’ndan, önce Bolonya Tren İstasyonu’na gitmek gerekiyor. Bolonya-Floransa arası ulaşım alternatifleri bu şekilde.

APPENINO SHUTTLE

Floransa’ya ne zaman gidilmeli sorusu gerçek bir muamma. Turistler Floransa’yı çok seviyor. Bahar ve yaz aylarında Floransa’ya giderseniz, çok uzun kuyruklara, çok kalabalık sokaklara hazırlıklı olmalı, müzeler için biletlerinizi önceden almaya özen göstermelisiniz. Bu bile uzun kuyruklara tam bir çözüm sunmuyor. Ancak bizim gibi kışın giderseniz, tenha bir Floransa’da, kuyruklarda vakit kaybetmeden rahatça gezebilirsiniz. Bütün turistler zengin kalkışı yapmış gibi. Yazılarımda kullandığım tenha sıfatı, yanlış anlaşılmasın. Kimseciklerin olmadığı bomboş sokakları vurgulamak istemiyorum. Tenhadan kastettiğim, daha çok yerli ve daha az turist nüfusu.

Floransa’da nerede kalmalı sorusunu tersten sorup nerede kalmamalı sorusuna cevap verirsek, daha rahat olur. Arno Nehri’nin aşağı yakasında kalmayı tercih etmeyiniz. Bu bölgede konaklasanız da yine yürüyerek her yere ulaşabilirsiniz ama şehrin simgesel yapıları genellikle Arno Nehri’nin yukarı kısımında kalıyor. Oteller daha ziyade Pi.azza Santa Maria Novella Meydanı’nda toplanmış durumda, tren istasyonundan çıktığınız zaman yürüyerek otelinize varmanız mümkün. Eğer mümkünse, Piazza del Signoria’daki tesislere bakmakta yarar var. Piazza del Signoria’a da uyanmak bir orta çağ şehrinde uyanmak gibi.

Birkaç Tüyo:

  • Floransa diğer Avrupa şehirlerine kıyasla daha pahalı. Özellikle akşam yemekleri için birçok restoranın menüsüne bakarak mesai harcamak gerekebilir. Yemek için Piazza del Duomo ve Piazza del Signoria Meydan’ından uzak durarak bütçenize birkaç avroluk katkı sağlayabilirsiniz. Restoranların sizler için hazırlamış olduğu paket menüler burada da mevcut. Ancak bu görece ucuz menülerdeki pizzalar genelde Pizza Margarita oluyor. Amacınız sadece karnınızı doyurmaksa, bu menülerden yararlanabilirsiniz.
  • İtalya’ya mahsus şehir vergisi burada da geçerli. Kaldığınız her gece için otelinize kişi başı 4,5€ vergi ödemeniz gerekecek.
  • Kış ayları Floransa çok soğuk olabiliyor. Her ihtimale karşı yanınızda bir içlik götürmeniz tavsiye edilir.

Floransa’da Gezilecek Yerler: Bir Antika Dükkanını Gezer Gibi- Vitrindekiler

Floransa’nın, yüz ölçümüne indirgendiğinde küçük ancak tarihine bakıldığında o küçücük yerden taşacak kadar dolu şehir merkezi, bir çeşit antika dükkânını anımsatıyor. Çünkü hem eskiye aitler hem az bulunurlar ve hem de çok değerliler. Sadece tarihi şehir merkezindeki müze, saray, bahçe, ev gibi görülecek yerlerin sayısı yüzü buluyor.  Ancak artık çoğunluk turist değilmiş gibi davranmak istemesine rağmen, bir turist gözü ile Floransa’da gezilecek yerler listesine her zaman ihtiyaç var. Öncelikle bu antika dükkanında her daim vitrinde duranlara bakalım:

Aşağıda bahsedilecek yerler ilk akla gelen simgesel yapılar. Ancak bir sonraki yazı ile okuduğunuzda Floransa’ya tam anlamıyla hâkim olacaksınız.

Duomo Meydanı-Piazza del Duomo: Görsel hafızamızdaki Floransa’nın karşılığı büyük bir çoğunluk için bu meydan olsa gerek. Bir Çan Kulesi, Vaftizhane ve Katedral üçlemesinden oluşan dini kompleks, Duomo Meydanı’nı oluşturmuş. Yazın oldukça kalabalık ve turistik, kışın ise oldukça kasvetli ve etkileyici görünüyor. Floransa Katedrali, San Giovanni Vaftizhanesi ve Giotto’nun Çan Kulesi’nin yanı sıra birçok restoran, müze ve otel de bu meydanın çevresinde konuşlanmış. Museo dell’Opera del Duomo, Loggia del Bigallo ve St. Lorenzo Bazilikası’da bu meydanın sınır komşusu.

Duomo Meydanı

Floransa Katedrali-Cattedrale di Santa Maria del Fiore: İlk mimarı Arnolfo di Cambio tarafından yapımına 13.yy’da başlanmış ancak 15.yy’da tamamlanarak Floransa’nın simgesi haline dönüşmüş katedralin iki yüzyıllık yapım serüveninde birçok kişinin ismi geçiyor. Gotik Mimarinin hâkim olduğu dönemde yapımına başlanmış, ancak zaman ilerledikçe, gotik mimaride kullanılan kemerli payandaların kullanımının Floransa’da yasaklanması ile Akdeniz tarzı kubbelere dönüş yaşanmış. Bu bağlamda, Floransa Katedrali’nin Brunelleschi tarafından tamamlanan kubbesi, Rönesans şehirlerinde karşımıza çıkan kubbelerin ilk örneği olmuş. Dayanma kemerleri kullanılmadan tasarlanan kubbe, Donatello, Paolo Uccello, Lorenzo Ghiberti ve Andrea del Castagno gibi Rönesans’ın ünlü sanatçıları tarafından betimlenen, İncil’den sahnelerin olduğu fresklerle kaplanmış. Yaklaşık 100 metre uzunluğundaki kubbenin tepesine, 400 küsür merdiven çıkarak ulaşmak mümkün. Altını çizmekte fayda var, gerçekten çok zorlu bir tırmanış oluyor bu. Sonlara doğru bacaklarınız titreyecek, diliniz damağınız kuruyacak ve içtiğiniz su bu sorunlara çözüm olmayacak. Kubbeye ulaşırken karşınıza çıkan bu meşakkatli yol, yer yer iyice daralacak, merdivenlerin kenarındaki metal tırabzanlardan elinize bulaşacak pis metal kokusu sizi rahatsız etmeye başlayacak. Ancak başarabilirseniz, gittiğiniz mevsime ve hava durumuna göre ya çok güzel bir Floransa manzarası ya da fotoğraf dahi çekemeyecek kadar kalabalık bir manzara ile karşılaşacaksınız. 

Aziz Giovanni Vaftizhanesi- Battistero di san Giovanni: Floransa’nın en eski yapılarından biri olan vaftizhanenin kökleri 5.yy’a kadar uzanıyor. Binanın bir pagan tapınağı olarak var olduğu, ancak Hıristiyanlıkla birlikte vaftizhaneye çevrildiği rivayeti de var. Vaftizhanenin öne çıkan özelliği, Michalengelo tarafından “Cennetin Kapıları” olarak tasvir edilen ve Lorenzo Ghiberti tarafından yapılan bronz kapıları. Binanın en eski kapısı, Andrea Pisano tarafından yapılan güney kapısı. Kuzey ve Doğu kapıları ise Ghiberti tarafından yapılmış.

Giotto’nun Çan Kulesi- Campanille di Giotto: Giotto di Bondone tarafından yapımına başlanan çan kulesi, Gotik Mimarinin örneklerinden bir tanesi. Kulede 7 adet çan mevcut. Duomo’dan daha kısa bir tırmanışla- 414 merdiven- çan kulesinin tepesine ulaşılabilir. Ancak bence bu noktada bir seçim yapılmalı. Bir insan vücudunun bir günde arka arkaya bu kadar çok merdiven çıkabileceğine inanmıyorum. Üstelik bir de beklenilen uzun kuyruklar dikkate alındığında, bir tırmanış yeterli olacaktır.

Çan Kulesi

Museo dell’ Opera di Santa Maria di Fiore: Piazza del Duomo’da, Floransa Katedrali’nin hemen arkasında göreceğiniz bu müzede, isminin de ele verdiği gibi Floransa Katedraline ait orijinal parçalar, Arnolfo di Cambio, Andrea Pisana, Lorenzo Ghiberti, Donatello, Michelangelo ve adlarını yazmayarak haksızlık ettiğim Orta çağ ve Rönesans sanatçılarının mermer, bronz ve gümüşü nasıl bambaşka bir şeye çevirdiklerini görüyorsunuz.

Müze bileti 15€. Ancak bu bilet, Duomo Meydanı’ndaki birçok yere giriş imkânı sunuyor. Brunelleschi’s Dome (kubbe), Giotto’nun Çan Kulesi, Aziz Giovanni Vaftizhanesi, Katedralin içindeki Crypt of Santa Reparata ve Tarih Müzesi’ne aynı biletle giriş yapılabilir. Biletin sunduğu bir diğer kolaylık, 48 saat içinde gezebilme imkânı tanıması. Ancak aynı biletle aynı yere iki kere giremezsiniz. Müzenin her ayın ilk salı günü kapalı olduğunu da not düşelim.  Çalışma saatleri ise 09:00 ile 19:00 arası.

Hazır Meydana gelmişken ve nehrin diğer yakasına geçmemişken, Duomo Meydanı’nın hemen yanı başında duran diğer simgesel yapılar ziyaret edilebilir.

Basilica di San Lorenzo: Floransa’nın en büyük kiliselerinden biri olarak kabul edilen, manastırı anımsatan bu yapı da Medici ailesinin katkılarıyla bugüne gelmiş. 15.yy’da Romanesk tarzdaki bu binanın bir kiliseye dönüştürülmesi için girişimlerde bulunmuşlar ve Brunelleschi her ne kadar bitmiş halini göremese de San Lorenzo Kilisesi’nin yapımına başlamış. Bazilika Rönesans mimarisinin en önemli örneklerinden biri sayılıyor. Laurentian Kütüphanesi ve Yeni Hazine Odası Michalengelo’nun, Eski Hazine Odası da Donatello’nun dokunuşlarıyla düzenlenmiş.  Kiliseye giriş ücreti 5€. Ancak aynı zamanda Laurenziana Kütüphanesini de görmek istersiniz ücret 7,5 €’ ya çıkıyor.

Medici Şapeli- Cappelle Medicee: San Lorenzo Kilisesi’nin bir parçası olan bu bölümün tarihi, Medici Ailesi’nin üyelerinin bu kiliseye gömülmek istemeleriyle şekillenmiş. Bu istek doğrultusunda 1520 yılında Michelangelo Eski Hazine Odası’na bağlanan Yeni Hazine Odası’nın yapımı için çalışmaya başlamış.  Bazı aile üyelerinin mozoleleri bu bölümde bulunuyor. Medici Şapel’i ve Hazine Odası için 8 € daha ödemek gerekiyor. Yaz aylarında 17:00, kış aylarında 14:00’e kadar açık. Üstelik Her ayın ikinci ve dördüncü pazarı ile birinci, üçüncü ve beşinci pazartesileri kapalı.

Santa Maria Novella Bazilikası: Rönesans’ın ünlü isimlerinin eserleri ile dolu bir başka kilise burası. Freskli şapeller, hazine odası ve Avelli Mezarlığını gezebilirsiniz. Brunelleschi, Boticelli, Ghirlandaio gibi sanatçıların freskleri dikkat çekiyor. Giriş ücreti 5€.  Nisan ve Eylül ayları arası 09:00 ile 19:00, Ekim ile mart ayları arası 17:30’a kadar açık. Burada dikkatinizi çekecekler: Masaccio’s Trinity, Giotto’s Crucifix, Brunelleschi’s Crucifix eserleri.

Basilica di Santa Croce di Frenze: Kimler kimler burada gömülü değil ki? Michalengelo, Machievelli, Rossini, Galileo Galilei… Dante adına da bir anıt bulunuyor. Santa Croce Meydanı’nda bulunan Bazilikaya giriş ücreti 8€. Bu biletle, kilisenin her tarafını gezebilirsiniz.

Galleria degli Uffizi: Tabi ki yine bir Medici Ailesi üyesi vasıtasıyla ortaya çıkan Uffizi Galerisi, zamanla Floransa’nın ve dünyanın en önemli sanat galerilerinden biri olmayı hak etmiş. Yarım gündür Floransa’dayım ve hala Rönesans etkisini hissedemedim ya da tatmin olmadım diyorsanız, Uffize’de, Boticelli, Lippi, Leonardo da Vinci, Bellini, Raphael, Michelangelo, Uccello, Caravaggio ve nicelerinin tablolarını, fresklerini görüp rahatlayabilirsiniz. Ancak yaz sezonu gidiyorsanız biletinizi internetten almak zaman kazandıracaktır. Floransa’yı ocak ayında gezdiğimiz için uzun kuyruklarla mücadele gibi bir sorunla karşılaşmadık. Bilete de 8€ ödedik. Ancak bu yazıyı yazarken internetten bilet fiyatlarını kontrol ettiğimde 9,99€ olduğunu görüyorum. Bu bir zam mıdır, yoksa yaz-kış sezonu biletler farklı mı ücretlendiriliyor emin değilim.

Galleria dell’Academia: Michelangelo’nun meşhur heykeli David’in evi burası. Giriş ücreti 12,5€. David’in yanı sıra birçok Rönesans resimleri de sergileniyor. Böyle romantik tasvirleri pek sevmesem de David o koridoru güneş gibi aydınlatmış.

Ve köprüden karşıya geçiyoruz. Arno Nehri’nin güney yakası:

Ponte Vecchio: Bir turist için Floransa’nın olmazsa olmazı Ponte Vecchio’nun tarihi çok eskilere dayansa da bugünkü şeklini almasını sağlayan tarih 14.yy’a denk geliyor. Şu an köprünün üstünde birçok kuyumcu mevcut. Neden sadece kuyumcu var diye biraz araştırınca şu cevapla karşılaştım. Eskiden köprüde kasaplar ve işkembeciler satış yapıyorlarmış. Ancak 15.yy’da yaşayan Mediciler’den biri, et ve işkembeden kaynaklanan kokulara dayanamayarak, satışını yasaklamış. Bu bağlamda kasaplardan kalan dükkanlar, kuyumcular tarafından doldurulmuş. Kuyumcu tercihi de sanıyorum Mediciler ile ilgilidir. Kasapların gitmesine karar verenler, yerine gelecekleri de düşünmüş olmalılar. Köprüde gerçekleşen satışlar, ilk zamanlarda dükkanlarda değil tezgahlarda gerçekleşiyormuş. Retrobotteghe denilen dükkanlar, köprüye 17.yy’da eklenmiş.

Ponte Vecchio ve Mediciler arasındaki bağlantı sadece bununla kalmamış. Palazzo Vecchio ve Palazzo Pitti arasında güvenli bir geçiş sağlamak için, Mediciler, Giorgio Vasari’ye bir koridor yaptırmışlar. Adı da tahmin edileceği gibi Vasari Koridoru olmuş.

Pitti Sarayı- Palazzo Pitti: Fatih Sultan Mehmet, 1453 yılında Doğu Roma’ya son verip, İstanbul’a şekil verirken, aynı yıllarda Floransa’da yeni görkemli yapılarına şekil veriyormuş. 1457 yılında, Brunelleschi tarafından tasarlanan Pitti Sarayı’nın yapımı tamamlanmış. Daha sonraki yıllarda ise burası da Medici ailesinin gayri-menkulleri arasındaki yerini almış. Şimdi ise bir müze olarak Floransalılara ve dünyanın dört bir yanından gelen meraklılarına hizmet veriyor. Bugün, Pitti Sarayı beş farklı galerisi ve Boboli bahçeleri ile önemli bir durak. Pitti Sarayı içindeki Galeriler şu şekilde:

  • Palatine Gallery ve Royal Apartments: Giriş ücreti 8,5€.
  • Gallery of Modern Art: Giriş ücreti 8,5€.
  • Museo degli Argenti: Giriş Ücreti 7,00€.
  • The Porcelain Museum: Giriş Ücreti 7,00€.
  • The Costume Gallery: Giriş ücreti 7,00€.

Boboli Bahçeleri- Giardino di Boboli: Saray bahçelerini gezmek, bahçelerde bir örnek budanmış ağaçların arasında dolaşmak, bana her zaman güç, otorite ve hegemonya kavramlarını çağrıştırır. Bu bir mesajdır aslında. Sonuçta bu saraylarda elçiler, bürokratlar, yöneticiler ağırlanır. Bahçenin peyzajı semboliktir. Ağaçları, bitkileri, suyu bile hizaya getiren yöneticiler olduklarını anlatırlar. Ancak Boboli bahçeleri en az böyle hissettiğim saray bahçelerinden bir tanesi oldu. Bahçeye ilk girdiğinizde burada pek bir şey yok gibi düşünmeyin. Sabırla ilerleyin ve detaylara göz gezdirin. Önce bir obelisk, ilerledikçe bir havuz, ilerledikçe birçok detay bulacaksınız. Giriş ücreti 7€ ve her ayın ilk ve son pazartesileri kapalı.

Şehrin açık hava müzesi olarak adı çıkmış olsa da müzelere önemli bir bütçe ayırmak gerekiyor. Ancak Floransa, para vermeden görebileceğiniz küçük mutluluklar da sunmuyor değil. Para verilmiyor diye yok sayıldıklarını düşünmeyin, onlara tamamen ayrı bir yazı adadım. Buyrunuz.

Floransa’da gezilecek yerler denilince ilk akla gelenleri tamamladıktan sonra, sıra ayrıntı da boğulmaya geliyor. Öncelikle şu tespitlerimizi hatırlayalım. Floransa’da müzelere ve kiliselere giriş için hatırı sayılır bir bütçe ayırmak gerekiyor. Bu konuda hem fikir olduktan sonra, Floransa’da para vermeden de göreceğimiz güzelliklerin olduğunu belirtelim. Ne de olsa açık hava müzesi olarak damgalanmış bir şehir burası. Haksız bir tespit de değil. Floransa’da turist olarak görülmesi gereken yerleri tamamladıysanız ve hala vaktiniz varsa, son bir güçle iki müzeye daha bütçe ayırmanız tavsiye edilir. Floransa’da görülmesi gereken yerleri buradan öğrenebilirsiniz.

Galileo Müzesi: Uffizi Galerisi’nin hemen arkasında yer alan müze, bilimin nasıl adım adım yükseldiğini, Galileo’nun icatları üzerinden anlatıyor. Teleskoplar, haritalar, fizik deneylerinde kullanılan düzenekler gibi bilim tarihinden birçok parçanın sergilendiği bu müze özellikle çocuklarıyla Floransa’da olanlar için görülmesi gereken bir yer. Sanıyorum ortaokul yıllarında bu müzeyi gezmiş olsaydım, ilgi alanlarımda büyük farklılıklar olabilirdi. Müzeye giriş ücreti yetişkinler için 9€, 6-18 yaş arası için 5,5€.

Museo Nazionale del Bargello: Daha fazla Donatello ve Michelangelo için Bargello Müzesi’ni gezebilirsiniz. Palazzo del Popolo olarak da bilinen Bargello Müzesi, şehrin en eski yapılarından bir tanesi. Giriş ücreti 4€ olup, her ayın birinci, üçüncü ve beşinci pazartesileri ve pazar günleri kapalı olduğunu not düşelim.

Son bir gayret ile bu müzeleri de tamamladıktan sonra, Floransa daha keyifli bir şehir halini alıyor. Tabi ki de bir görev olarak gezmiyoruz, ancak yine de görülmesi gereken yerleri tamamlayıp, bir yere yetişme derdi olmadan rahatça gezmek işin en keyifli kısmı. Muhtemelen, bir müzeden diğerine mekik dokurken, gezilmesi gereken yerler listesi yazınca karşınıza çıkan birçok meydandan geçmiş oluyorsunuz. Geçerken, etrafa biraz daha dikkatli bakıldığında, açık hava müzesinde sergilenen bu eserler göze çarpacaktır. Sonuçta vitrindeki antikaları gördük ve şu an rafları karıştırıyoruz.

Piazza del Signoria: Bir tarafı Uffizi Galerisi bir tarafı Vecchio Sarayı ile çevrelenmiş bu meydanda, Statuo del David (David Heykeli) ve Fontana del Nettuna (Neptün Çeşmesi) ve Statua Equestre di Cosimo sizi karşılayacak. David Heykeli’nin replika olduğunu not düşelim. Orijinalini görmek isteyenler biraz daha yürüyüp, Galeria dell’Academia’ya ulaşmalılar.

Piazza del Marcato Nuovo: Piazza del Signoria’ya komşu olan bu meydanın diğer adı Mercato del Porcellino. İsmini ise gezerken karşınıza çıkacak, domuz heykelinden alıyor. Bu çarşı, Cosimo I Medici tarafından, değerli kumaş ve mücevher satıcıları için yaptırılmış. Ancak günümüzde bu değerli kumaşların yerini, her yerde bulduğumuz, bir hediyelik eşya klasiği olarak karşımıza çıkan pamuklu eşarplar, deri çantalar, eldivenler ve diğer hediyelik eşyalar almış. Orada bulunan domuz heykeli de aslında oldukça işlevsel bir amaç için oraya konmuş. Medici zamanındaki satıcıların su ihtiyacını karşılamak. Ancak bugün, bu domuzcuğun büyüsünü arttırmak adına icat edilen bir gelenek mevcut. Domuzun burnunu okşayıp, burnuna bozuk para yerleştirdikten sonra, para, suyun aktığı ızgaraya düşerse size şans getirecektir. Eğer şans istiyorsanız, domuzun burnuna daha ağır bir bozukluk yerleştirin. Böylece paranızın ızgaranın içine düşme ihtimali artacaktır.

Mercato Centrale: San Lorenzo Bazilikası’nı ziyaret ettikten sonra bu yemek pazarına uğramak doğru bir rota olabilir. Bir gastronomi fuarını geziyor gibi hissederken, Toskana mutfağının bileşenlerini de tadabilirsiniz. Floransa’nın eski merkezi San Lorenzo mahallesinde yer alan bu marketin önünde bolca deri ürünlerinin satıldığı bir pazar göreceksiniz.

Piazzale Michelangelo: Güneşin batışını izlemeyi sevenler, köprüyü bir kez geçtikten sonra, Michelangelo Meydanı’na tırmanmadan geri dönmesin. Buranın size sunduğu geniş bir meydan, Michelangelo Heykeli, merdivenler ve Floransa manzarası. Zaman zaman sokak sanatçılarının performanslarına da denk gelebilirsiniz. İster Pitti Sarayı’nı ziyaret ettikten sonra, isterseniz de Michelangelo Meydanı’ndan dönerken (Galileo’nun Evi) Casa di Galileo Galilei’ye de uğrayabilirsiniz.

Floransa’da ayrıntıda boğulmak isteyenler için bir listemiz şu şekilde özetlenmiş oluyor.

  • Casa di Galileo Galilei
  • Casa di Dante
  • Chiesa di San Miniato al Monte
  • Mercato Centrale
  • Mercato Nuovo
  • Museo del Bargello
  • Museo Galileo

İlgi alanlarınıza göre Floransa’da gezebilecek onlarca yer bulabilirsiniz. Aşağıdaki harita bu anlamda size yardımcı olacaktır. Botanik sevdalısı ya da moda tutkunuysanız, veyahut sanat tarihi meraklısıysanız, ya da antikaları seviyorsanız, Floransa’da ilginizi çekebilecek her şey aşağıda mevcut. Şimdiden iyi tatiller.

floransa gezi rehberifloransa gezilecek yerlerfloransa müzeleriiki gece üç gün floransa
Previous Post
Porto Gezi Rehberi: Nasıl anlatsak, nerden başlasak?
Next Post
Porto Yeme İçme Önerileri: Mutluluk Garantili
ikigeceu

ikigeceu

You May Also Like

Meis Gezi Rehberi: Böyle Bir Rehbere İhtiyacınız Yok
Ocak 12, 2021

Meis Gezi Rehberi: Böyle Bir Rehbere İhtiyacınız Yok

Lubliyana Gezilecek Yerler: Avrupa’nın Yeşil Başkenti
Ocak 9, 2021

Lubliyana Gezilecek Yerler: Avrupa’nın Yeşil Başkenti

Lubliyana’ya Gelmişken: Bled-Bohinj ve Predjama-Postojna Gezi Rehberi
Ocak 4, 2021

Lubliyana’ya Gelmişken: Bled-Bohinj ve Predjama-Postojna Gezi Rehberi

Porto Gezilecek Yerler 2: Piknik Örtüleri Çantaya
Ocak 4, 2021

Porto Gezilecek Yerler 2: Piknik Örtüleri Çantaya

Porto Yeme İçme Önerileri: Mutluluk Garantili
Aralık 29, 2020

Porto Yeme İçme Önerileri: Mutluluk Garantili

Porto Gezi Rehberi: Nasıl anlatsak, nerden başlasak?
Aralık 24, 2020

Porto Gezi Rehberi: Nasıl anlatsak, nerden başlasak?

Bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Son Yazılar

  • Meis Gezi Rehberi: Böyle Bir Rehbere İhtiyacınız Yok
  • Lubliyana Gezilecek Yerler: Avrupa’nın Yeşil Başkenti
  • Lubliyana’ya Gelmişken: Bled-Bohinj ve Predjama-Postojna Gezi Rehberi
  • Porto Gezilecek Yerler 2: Piknik Örtüleri Çantaya
  • Porto Yeme İçme Önerileri: Mutluluk Garantili